Kalp, duygulara hükmeder mi? Kalp vücutta yalnızca pompa görevi yapan bir kas mıdır, yoksa yüzyıllar boyu şairlerin, yazarların anlattığı gibi duygularımızı, aşklarımızı yöneten bir merkez mi? Yanıtını bilim dünyası bilemiyor. Cerrahlar, "kalp pompadır" görüşünü benimsiyorlar. Duyguların beyinden yönetildiğini düşünüyorlar. Ancak, kalbi değişen insanlar, neden ikinci hayatlarını çok daha farklı yaşadıklarını anlatıyorlar? Kalbin kendine göre bir elektriği var mı, vücutta bu elektrik duygusal etkiler mi yaratıyor mu? Bu soruların yanıtını kalpleri değişen insanlar veriyor. Ali Bey, Sema, Hamide Hanımlar, Turan Koşar, Nurettin Ilgın kendi hayatları ile ikinci yaşamlarını anlatıyorlar. Başkasının kalbi ile hayatta kalma şansını yakalayan insanlar, bilim dünyasının bile henüz bilemediği pek çok sorunun yanıtını belki de yaşadıklarını anlatarak veriyorlar.
"Organlar Toprak Olmasın Başkasına Hayat Versin" Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Bayezit ve Koşuyolu Kalp Damar Cerrahisi Başkanı Prof. Dr. Cevat Yakut ve ekipleri onlara bu şansı verdi... Kalp naklini Türkiye'de ilk kez yapan bu iki doktor, "organlar toprak olmasın, hayat versin" diyerek herkese çağrıda bulunmayı sürdürüyor. Bu çağrıya sadece onlar değil ikinci hayatlarını yaşayan insanlar da katılıyor. Bu yazı dizisinde yer alan isimlerin her biri ölümün kıyısından döndü. En fazla iki ay, en fazla bir yıl ömür biçilen kalpleri yenilenince, yataktan kalkıp yaşama sarılmanın mutluluğunu yaşadılar. Onlar şimdi ikinci hayatlarını yeni kalpleri ile doya doya yaşıyorlar.
Biri İçin Dram, Diğeri İçin Hayat Oluyor Akdeniz Üniversitesi Kalp Cerrahisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ömer Bayezid, kalp naklinin bir doktor için inanılmaz duygular verdiğini söylüyor. * Transplantasyon yapacağınız hastaları neye göre belirliyorsunuz? Bu hastaların başka tedavi şansları yok. Transplantasyon olmazlarsa, yarısı bir yıl içinde ölür. Transplantasyon olurlarsa, ilk yıl içinde yüzde 90'ı, 10 yıl sonra da yüzde 70'i yaşıyor oluyor. Bugüne kadar Akdeniz Tıp Fakültesi'- nde on tane kalp transplantasyonu yaptık. Yalnızca iki kişi öldü, onların da ölüm nedenleri kalp dışındaydı. Ancak elimizde uzun transplantasyon listeleri var. Bağışlar yeterli olsa, onların hepsi yaşayacak. Her yıl listelerde yaşayan pek çok hastanın ölümüne tanık oluyoruz. İçimiz yanıyor. * Alıcı ve verici aileler birbirlerini tanıyor mu? Avrupa ülkelerinde alıcı ile vericinin etik olarak birbirini tanımasına izin verilmiyor. Ancak biz Türk toplumunda izin veriyoruz. Verici aileler organların kime gittiğini görmek, bazen onunla konuşmak istiyorlar. Ancak hastaların psikolojisi açısından aslında çok yakınlaşmalarını istemiyoruz. Çünkü biri için dram, diğer aile için yeni bir hayat anlamına geliyor. Toprağa gidecek organlar bir insanın hayatını kurtarıyor.
"Organ Bulamayanlar İçin Ağlıyorum" Akdeniz Üniversitesi Kalp Cerrahisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ömer Beyazıt, ilk kalp naklini yapan ekipteydi, şimdi Akdeniz Üniversitesi'nde kendi ekibiyle çalışıyor. Nakil için kalp bulunamayan hastalara çok üzüldüğünü, hatta ağladığını söylüyor.
* Yeni kalbi vücut hemen kabul ediyor mu? Çok iyi analiz ettikten sonra nakil yapıyoruz. Ameliyattan bir gün sonra hasta ayağa kalkıyor birkaç ay içinde kendi yaşamına geri dönüyor. Ancak bundan sonra hayatı boyunca bazı ilaçlar kullanmak zorunda kalıyor. Hastaları yakından takibe aldığımız için onlarla akraba gibi oluyoruz. Düzenli kontrollerini yapıyoruz. Çoğu spor yapıyor, işlerine devam ediyorlar, yeni yaşamlar kuruyorlar bu bir doktor açısından inanılmaz mutluluk verici... * Hastalar açısından yeni bir kalple yaşamak zor mu? Bunun için belli bir adaptasyon süreci gerekiyor. Bir hastam vardı ameliyattan sonra bir türlü yaşadığına inandıramadım. 'Ben ölüyüm' diyordu. Yemeyi içmeyi reddetti, her şeyi iyi gidiyordu ancak o kendini ölü zannediyordu. Bunun üzerine bir hafta süreyle uyuttuk. Uyandırdığımızda artık gayet iyi haldeydi. Beni gördü yine sordu 'sen ölüysen, ben de meleğinim' dedim. Sonra sağ olduğuna inanması bir hayli zaman aldı. Bu, aramızda hep espri konusu oldu. * Psikolojileri nasıl etkileniyor, duyguları yalnızca beyin mi yönlendiriyor yoksa kalbin belli bir elektriği var mı? Kalbin belli bir elektriği var tabii ki. Bunu EKG'de kolayca görmek mümkün. Kalbin bir elektriği vardır ve ameliyatların ardından hastaların psikolojik açıdan da çok değiştiği gözleniyor. Ölüm duygusundan kurtulup, hayata bağlanıyorlar. Daha önce oksijen alamadıkları için yaşadıkları bazı problemler, ameliyattan sonra düzeliyor. Yaşama sevinçlerini, burada gözlerimizle görüyoruz.
Türkiye'de Kalp Nakli Yapan Merkezler Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Antalya
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Adana Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Ankara
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Ankara
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Ankara İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, İstanbul
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, İzmir
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı, Ankara Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara
Koşuyolu Kalp Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul
Bu hayat bana hediye, herkesle paylaşmalıyım Doğum yapmasının ardından ani kalp yetmezliği geçiren Hamide Akman vasiyetini hazırlarken, hayatı yeniden değişti. Trafik kazasında ölen genç bir kadının kalbi ile yaşama dönen Akman, anne olmanın mutluluğunu yeni kalbi ile yaşıyor Hamide Akman, hayattaki en güzel günü kabusa dönüşen bir anne. Yaptığı doğumun hemen ardından oluşan kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye kaldırılan Hamide Akman, kendine bağışlanan yeni kalbin ardından iki yıl sonra kızına sarılmanın mutluluğunu yakalayabildi. Trafik kazasında aniden ölen genç bir kadının kalbiyle tekrar yaşama bağlanan Akman'ın hikayesi, onun ardından kalp nakli olan insanlar için başarı hikayesi olarak kabul edildi. Hamide Akman, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kalp nakli olan ilk hasta... Doğumun ardından çok nadir olarak görülen kalp yetmezliği gelişen Akman, o yıllarda henüz bir yıllık evliydi. Minik kızı Sabiha 40 günlük olduğunda, annesi kalp yetmezliği nedeniyle son anda hastaneye yetiştirildi. Sabiha'ya aile büyükleri tarafından bakılırken, Hamide Akman'ın ondan sonraki iki yılının çoğu hastane odasında geçti. Çoğu zaman kontrol altına alınıyor, ölümü zaman zaman kendine çok yakın buluyordu. "Doktorlar kalp nakli olmam gerektiğini söylediklerinde, ne olduğunu anlayamadım. Bir insanın kalbinin nasıl olup da değişebileceğini aklım kabul etmiyordu" diye anlatıyor, kalp nakli konusundaki ilk tepkilerini... Eşi Osman Akman da "Sürekli bana vasiyetini veriyordu. Hayatımızın çoğu hastanede geçiyordu" diye anlatıyor yaşadıklarını.
Son Günlerim Sanıyordum Çocuğunun ilk adımlarını, ilk sözcüklerini kaçırdığını, onu hep hastane odasındaki camın arkasından görebildiğini söylüyor Hamide Akman, o gün hayatı değişene kadar... 1 Ağustos onun yeni hayatının başlangıç noktası sayıldığı için her yıl ailece kutluyorlar. 24 yaşında trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Feride Can'ın organları ailesi tarafından bağışlanınca, kalp nakli için Hamide Akman hastaneye çağrıldı. "Tüm aile birlikteydik. Ben nefes alamadığım için hiç uyuyamıyordum. Son günlerimin yaklaştığını biliyordum. Kalp nakli konusunda ise pek bir şey düşünemediğimden umudum yoktu. Hastaneden çağırdıklarında annem babam 'kızım gitme, olmaz böyle şey' diye beni çekiştirdiler" diyor Hamide Akman. Sonrası karaciğer, böbrek, kornea derken Feride Can'ın organları tam yedi kişiye hayat vermiş, kalbi ise Hamide Akman'a... Ameliyattan bir ay sonra yoğun bakımdan çıktığında, kendini tamamen yenilenmiş gibi hissettiğini anlatıyor Akman. Sonra ilk işinin, kızına doya doya sarılmak olduğunu söylüyor. Şimdi kızı Sabiha 10 yaşında, dördüncü sınıfa gidiyor. Anne kız birbirlerinden bir an olsun ayrılmıyorlar. Birbirlerinden ayrı geçen günleri, Sabiha pek hatırlamıyor, onun hafızasında hastane odaları çok puslu bir görüntü olarak kalmış, o annesini hep sağlıklı bir kadın olarak görüyor. Hamide ve Osman Akman'ın o günleri unutmaları çok zor. Kendilerine kalbi bağışlayan ailenin yeni bir hayat verdiğini biliyorlar. Her hafta hastaneye giderek, kalp nakli için bekleyen hastalarla konuşuyorlar. Hamide'nin dimdik görüntüsü, ölümü bekleyen insanlara yaşama sevinci veriyor, ameliyat olan hastalar içinse ilaç etkisi yapıyor. "Hastaları ve yakınlarını bahçemize davet ederim, hasta yakınlarına gözleme yaparım. Bu hayat bana hediye, herkesle paylaşmak hoşuma gidiyor" diyor.
Son güncelleme : 21.11.2022 11:14:50